“Görücü usulü evliliğe karşı duruşu” anlatan 111 yıllık operet sanatseverlerle buluşacak
Azerbaycanlı besteci Üzeyir Hacıbeyli tarafından 1913’te bestelenen romantik komedi “Arşın Mal Alan” opereti, sahnelenişinin 111. yılında, Ankara Devlet Opera ve Balesince yeniden sanatseverlere sunulacak.
Modern Azerbaycan müziğinin öncüsü, 1908’de bestelediği “Leyla ile Mecnun” eseriyle “Doğu’nun ilk opera bestecisi” unvanını elde eden Üzeyir Hacıbeyli’nin “Arşın Mal Alan” opereti, Azeri rejisör Hafız Guliyev’in yönetiminde 13 Ocak’ta Opera Sahnesi’nde tekrar seyirciyle buluşacak.
Genel prova öncesinde AA muhabirine açıklama yapan eserin yönetmeni Guliyev, dünyaca ünlü besteci Üzeyir Hacıbeyli’nin 1908’de herkesçe bilinen Leyla ile Mecnun operasını sahnelediğini, kısa bir sürenin ardından da Arşın Mal Alan’ın librettosunu yazdığını ve bestelediğini belirtti.
Guliyev, eserin 1913’de ilk kez Rusya’da sahnelendiğini ve kısa sürede üne kavuştuğunu ifade etti.
Kendisinin eseri ilk kez 1997’de Bakü’de, 2003’te Ankara’da, ardından Rusya, Bulgaristan, Çin’de sahnelendiğini belirten Guliyev, bu operanın hem izleyenler hem de sanatçılar tarafından sevildiğini, sanatçıların provalara gelirken keyif aldığını söyledi.
Guliyev, “Milletinden bağımsız, her yerde bu eser çok seviliyor. Üzeyir Hacıbeyli insan ruhunu iyi bilirmiş, bu ruhu da eserlerine yansıtmış. Konusu da dikkat çekici. Eskiden görücü usulü evlilik yapılırdı. Eserde ise o yıllarda yazılmasına rağmen, görücü usulü evliliğe bir karşı duruş var. Zamanında zor karşılanırdı bu karşı çıkış. Bu düşünce zamanla herkes tarafından kabul edildi. Operet, konuyu keyifli bir dille anlatıyor. Konunun, dans ve şarkılarla uyumlu olması da eseri çekici kılıyor.” dedi.
Dekor ve kostümlerin Azerbaycan kültürünü yansıttığını belirten Guliyev, dekorun arka planında ise Bakü’nün şehir dokusunun aktarıldığını kaydetti.
Operet Azerbaycan Türkçesi ile oynanıyor
Eserin rejisör yardımcısı ve Esger rolünü seslendiren tenor Şenol Talınlı, Arşın Mal Alan’ın Ankara’da 1983-1987 arasında Türkçe oynandığını, 2003’te dönemin Genel Müdür Yardımcısı Bülent Ateşoğlu’nun eseri Azerbaycan Türkçesiyle yapılması teklifini getirdiğini ve kendisinin 3 hafta üzerinde çalışarak Türkiye’de anlaşılabilecek şekilde esas librettoya sadık kalarak metni yazdığını söyledi.
Köklerinin Azerbaycan’dan geldiğini belirten Talınlı, eseri bu sayede kolaylıkla Türkiye’de anlaşılabilecek şekle getirdiğini, 2003, 2013 ve bu sene de aynı metinle eseri sahneye koyduklarını söyledi.
“Dünyada en çok çevirisi yapılan eserlerden bir tanesi”
Şenol Talınlı, şunları kaydetti:
“Son derece keyifli, güncelliğini hala koruyan bir oyun. İnsanların, özellikle kız çocuklarını görücü usulü ile evlenmesini istemeyen bir düşüncenin üzerine kurulan bir eser. Guliyev, 1913’te Moskova Konservatuvarında okurken yazmış bu eseri. 1915-1921 arasında 6 yılda 800 temsil yapıyor eser. Dünyada en çok çevirisi yapılan eserlerden bir tanesi. 183 dile çevrildiğini biliyoruz. Çinceden İngilizceye, Rusçadan Arapçaya kadar çevrilmiş. Gittiği her yerde çok ilgi gören, çok güzel bir oyun. Bizim seyircimiz de son derece seviyor. Türkiye, Azerbaycan kardeş ülke. Kültür aynı kültür. Umarım bu sefer de başarılı olacağız.”
Bestecinin Azerbaycan makam müziğinin temelini attığını ve bu eserde de bayati şiraz, şüşter, şur gibi makamları kullandığını belirten Talınlı, “Bizim halkımıza, Anadolu insanına yakın gelen melodiler vardır. Otantik lezzeti bozmadan, üniversal düzeyde yazılmış bir eser. Darısı Türk operasının başına. Böyle güzel eserleri inşallah Türkiye de üretir.” diye konuştu.
Operacı Talınlı çifti, birbirine aşık çifti canlandırıyor
Eserin başrolünde yer alan ve Gülçöhre karakterine hayat veren soprano Esin Talınlı ise 2003 ve 2013’te bu eseri oynadığını ve üçüncü kez aynı operetle Ankaralı sanatseverlerin karşısına çıkacağını söyledi.
Gülçöhre’nin çok okuyarak kendisini geliştiren, bazı olaylar karşısında genç yaşına rağmen babasına karşı durabilen bir karakter olduğunu belirten Talınlı, karakterin evleneceği kişiyi tanımak ve beğenmek istediğini, olayların da bunun üzerine peşi sıra geliştiğini kaydetti.
Eserde, eşi Şenol Talınlı ile başrolü paylaştığını ve bunun çok keyifli olduğunu dile getiren Esin Talınlı, “Eşimle oynamanın güzel olduğu kadar kimi zaman zor tarafları da var. Bazen hastalıklar olabiliyor, o zaman stres ikiye katlanıyor. Onun dışında keyifli tarafları çok. Birbirimizi tanıdığımız için bu ister istemez sahneye yansıyor. ‘Sizi eş olarak sahnede görmek çok güzel’ diyen seyircilerimiz var. Umarım yine seyircilerimiz Arşın Mal Alan’ı keyifle izlerler.” dedi.
Beyaz perdeye de taşındı
Orkestra ve koro şefliği Rustam Rahmedov’un üstlendiği operetin dekor ve kostüm tasarımı Yusuf Toker, ışık tasarımı ise Ali Gökdemir, koreografisi ise Özge Ay imzası taşıyor.
Çeşitli dönemlerde Gürcistan, Türkmenistan ve İran’ın yanı sıra Londra, Paris, Berlin, Moskova’da da sahnelenen eser, Azerbaycan’da çok defa, ABD’de ise 1937’de beyaz perdeye taşındı.