21 Nisan 1967’den beri süre gelen askeri dikta yönetimi, kişisel özgürlüklerin askıya alındığı, siyasi partilerin kapatıldığı, politikacıların ve vatandaşların politik görüşleri nedeniyle sürgüne gönderildiği, tutuklandığı ve işkence gördüğü bir dönem yaşanmasına neden oldu. Askeri cunta lideri Yorgo Papadopulos’un “liberalizasyon” dönemini başlatmasıyla, siyasi tutuklular özgür bırakıldı, sansür kısmen kaldırıldı ve yeni bir anayasa ve sivil yönetime dönüş için seçim yapılması sözü verildi. Birleşik Devletler sosyalistleri baskılamaya karşı gizli bir operasyon başlattı ve buna yönelik John Maury önderliğinde bir CIA operasyonuyla cunta liderlerine destek verdi.
Bu arada politik yaşamın her alanını kontrol etmeye çalışan cuntacılar, öğrenci birliklerini, öğrenci seçimlerini yasaklayarak ele geçirdi ve öğrencileri zorla askere aldılar. Yetmezmiş gibi ulusal öğrenci birliğinin başına da seçilmemişleri getirdiler. Bunun ardından öğrenciler arasında darbecilere karşı bir huzursuzluk doğdu ve olaylar sonucunda jeoloji öğrencisi Kostas Georgakis 1970 yılında Cenova’da intihar etti.
21 Şubat 1973 günü ilk toplu halk hareketi meydana geldi. Hukuk öğrencileri greviyle başlayan olaylar, kent merkezindeki Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi binalarında barikat kurulması devam etti. Amaçları; zorla askere alınmasıyla ilgili yasanın iptal edilmesiydi. Polisin sert müdahalesi sonucunda pek çok öğrenci orantısız güçle karşı karşıya geldi. Hukuk Fakültesinde yaşanan bu olaylar Politeknik Ayaklanmasının başlangıcı olarak kabul edildi. Atina Ulusal Teknik Üniversitesi öğrencileri greve başladı ve askerî darbe rejimini protesto ettiler.
Kendilerini Osmanlı İmparatorluğu’nun Mesolongi Kuşatması hakkında Yunan ulusal şairi Dionisios Solomos tarafından yazılan şiire referansla “Kuşatılmış Özgürler” olarak tanımladılar. Öğrenciler barikatlar kurdu ve laboratuvar gereçleriyle bir radyo istasyonu organize ederek, tüm Atina’da yayın yaptılar. İşte o güne damgasını vuran sözler:
“Politeknik burada!
Yunanistan Halkı,
Politeknik diktatörlüğe karşı ve demokrasi için ortak mücadelenin,
bizim ve sizin mücadelenizin bayrak taşıyıcısıdır!“
Daha sonra politikaya atılacak olan Maria Damanaki, mücadelenin sözcüsü oldu. Ardından binlerce işçi ve genç Politeknik içinde ve dışında ayaklananlara destek verdi. 17 Kasım 1973 sabahında geçiş hükûmeti Politeknik kapılarına çarpan bir tank gönderdi. Bunun ardından Spiros Markezinis Papadopulos’a sıkıyönetimi tekrar devreye sokması talebinde bulundu.
AMX 300 türü bir tank sabah 3 sularında Politeknik kapısına çarptı. Radyo istasyonunda kayıt altına alınan belgeler günümüze kadar muhafaza edildi. Bu kayıtlarda genç bir erkeğin askeri düzene uymayan “protestocu kardeşler”e müdahale edilmemesi için askerlere umutsuzca “silahlı kardeşlerim” diye haykırdığı duyuldu. Duygusal patlamayla Yunanistan Ulusal Marşını okuyan gencin sesinin olduğu kayıt tankın bahçeye girmesiyle sona erdi.
Cuntanın devrilmesinden sonra yürütülen resmi soruşturmaya göre bu olayda hiçbir öğrenci ölmedi ama olaylarda Atina Politeknik dışında 24 kişi öldü. Buna ek olarak olaylarda yüzlerce sivil de yaralandı. Cunta liderlerinden Dimitrios Yoannidis güvenlik güçlerini Atina Politeknik ayaklanmasına karşı cezalandırıcı eylemlerde bulunmaya teşvikte bulunması ile, Yunan cunta davalarında savcı tarafından Yoannidis olaylarda ahlaki açıdan sorumlu bulundu ve hapis cezasına çarptırıldı.