DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, sosyal medya hesabında Roboski’de katledilenlere 34 kişi hakkında katliamı öven ifadeler kullanan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr.Tuba Işık hakkında suç duyurusunda bulundu.
Işık hakkında TCK’nin 216’ncı maddesi (Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik veya Aşağılama), 214’üncü maddesi (Suç İşlemeye Tahrik), 122’nci maddesi (Nefret ve Ayrımcılık) ve 130’uncu maddesi (Kişinin Hatırasına Hakaret Suçları) ile resen tespit edilecek başkaca suçlardan soruşturma açılması talebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Hatimoğulları ve Bakırhan, cezalandırma talebiyle iddianame tanzimi isteminde bulundu.
‘SİLİNDİ AMA DOLAŞIMDEA KALMAYA DEVAM ETTİ’
Evrensel’de yer alan habere göre; yapılan suç duyurusunda, “Yaşamını yitirenlerin battaniyelere sarılı cansız bedenlerinin katırlarla taşınma görüntüleri ile hafızalara kazınan katliam, tüm Türkiye halklarını derin üzüntü ve yasa boğmuş, yüzlerce kişinin katılımıyla toplu defin ve cenaze töreni düzenlenmiş, yaşamını yitirenler Türkiye ve dünyanın her yerinde anılmıştır. Şüpheli tarafından gerçekleştirilen yorum paylaşımı ile, X adlı sosyal medya platformunda 25.12.2023 tarihinde hakkında en çok paylaşım yapılan başlıklardan olan ”#ROBOSKİ’ gündemine ilişkin Bekir Tiryaki adlı kullanıcı tarafından katliamda yaşamını yitiren 34 sivilin cenaze töreninde kaydedilen ve sembolikleşen bir fotoğraf paylaşımına karşılık gerçekleştirilmiş olması yönüyle doğrudan nefret söyleminin hedeflendiği ve katliamdan kıvanç duyulduğu net şekilde ortadadır. Söz konusu paylaşımın sosyal medyada tepkiyle karşılanması üzerine nefret söylemi içerikli paylaşım akabinde Işık tarafından silinmiştir ancak paylaşım ekran görüntüsü ve alıntı yoluyla dolaşımda kalmaya devam etti” diye belirtildi.
Avrupa Konseyi antlaşmaları ve Tavsiye Kararları, Birleşmiş Milletler (BM) Komiteleri Genel Yorumları, bölgesel düzeyde Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, üye devletler açısından Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) kapsamındaki çalışmaların, nefret söylemine karşı mücadele için farklı kapsamlarda birçok düzenleme ve yorum oluşturduğu vurgulanan başvuru dilekçesinde, “Bunlara göre ifade özgürlüğü mutlak bir hak değildir ve nefret söylemi içeren ifadeler de bu hak kapsamında korunmayacaktır” denildi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin “Basın Yoluyla Kin ve Düşmanlığın Örgütlenmesi ve Nefret Söylemine” ilişkin 1997 tarih 97 (20) sayılı tavsiye kararına atıfta bulunulan başvuruda, karada yer alan “….ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik saldırgan ulusalcılık ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düşmanlık şeklinde ifadesini bulan, dinsel hoşgörüsüzlük dâhil olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı başka nefret biçimlerini yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimini kapsayacak şekilde anlaşılacaktır. Bu anlamda ‘nefret söylemi’ muhakkak belirli bir kişiye veya gruba yönlendirilmiş yorumları kapsamaktadır” ifadelerine yer verildi. (HABER MERKEZİ)