Türkiye’deki güven ve istikrar ortamı küresel çaptaki kurumların dikkatini çekmeye başladı. Para ve maliye politikalarındaki önemli değişiklikler yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan ilgisini de artırdı.
Seçimlerin ardından Borsa İstanbul’daki hızlı yükseliş bunun en önemli göstergesi olurken en son kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye’nin kredi notu görünümünü durağandan pozitife yükseltti.
Diğer ülke merkez bankalarının olduğu gibi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da faiz artırma yoluna giderek faizi yüzde 40 seviyesine çıkardı. Faizin artırılmasıyla birlikte enflasyon tarafında yükselişin yavaşlaması da görülmeye başladı ve 2024 Mayıs ayından itibaren de düşüş trendine gireceği tahmin ediliyor.
ÜLKELER YATIRIM İÇİN SIRAYA GİRDİ
Türkiye’ye yatırım yapmak için sıraya giren ülkeler de işbirliklerini artırmanın çabası içinde. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere birçok ülke de Türkiye’ye hem yeni yatırımlar yapma hem de var olan yatırımlarını artırmanın yollarını aramaya başladı.
Bu gibi olumlu tablo karşısında Borsa İstanbul’da da yükseliş hareketleri görülüyor. Genel olarak bakıldığında faizin yükselmesiyle birlikte bankacılık sektörüne olan ilgi arttı. Bankaların faizden gelir elde ettiği düşünülürse ve Merkez Bankası’nın da parasal sıkılaştırmadan yana olduğu da dikkate alınarak bankacılık hisseleri tarihi yüksek seviyelerine ulaştı.
Diğer sektör hisselerinde bilanço döneminde ılımlı yükseliş hareketi görülse de sonrasında durağanlaşmalar görülüyor.
YATIRIMCI SAYISI REKOR KIRIYOR
Borsa İstanbul’da 8 milyon 215 bin 98 adet yatırımcı bulunurken toplam bakiye 10.6 trilyon lirayı aştı. 4.3 milyon yatırımcı yatırım fonlarında 1,61 trilyon lirasını tasarruf ederken sermaye piyasalarında toplamda 12,96 trilyon lira ve 11 milyon 158 bin 161 de yatırımcı bulunuyor. Yabancı payı ise son açıklanan veride yüzde 34,18 oldu.
Uzmanlar yabancı ve kurumsal yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin artacağını belirtirken BİST 100 endeksi için de 11 bin puan hedefi öne çıktı.
İşte uzmanların borsa, dolar, euro, altın için yaptığı yorumlar…
“BİST 8 BİN PUANIN ÜZERİNDE GÜÇ TOPLAMAYA ÇALIŞIYOR”
Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş
BIST-100, genel seçimlerden sonra yukarı trendine girmişti. 26 Mayıs – 3 Ekim arasında 4 aylık bir sürede 4,500 seviyelerinden 8,500 seviyelerine yükselmişti.
3 Ekim’deki rekor seviyelerden sonra Ekim- Kasım ayları arasında 7,500-8,500 aralığında seyreden BIST-100 Endeksi, 8,000 üzerinde tutunmaya çalışıyor.
Rasyonel makro politikalarla risk algısı azalırken, borsada 8,000 üzerinde güç toplamaya çalışıyor.
“TL’NİN İSTİKRAR KAZANMASI BANKA HİSSELERİNİ DESTEKLİYOR”
Bankacılık sektörü hisselerine ilgi biraz daha yüksek. Özellikle risk algısının azalması ve TL’nin istikrar kazanması da banka hisselerini destekliyor.
Yabancı payı borsada hala çok düşük ama özellikle makro politikalara ilişkin artan güven, sınırlı da olsa banka hisselerine ilgiyi artırıyor.
“3-5 AYLIK SÜREÇTE HİSSE HAREKETLERİNDE ROTASYON GÖRÜLEBİLİR”
Borsada Mayıs-Ekim rallisinin ardından sindirme dönemindeyiz. Bu süreçte faiz artırımı sürecinin hız kazanması güveni artırırken, iç talepte yavaşlama endişeleri ve buna rağmen enflasyon endişeleri de yeniden yükselişi sınırlıyor.
Son dönemde değerlemeler arasında ciddi ayrışmalar oluştu. Büyük ve orta ölçekli hisselerde ciddi ucuz ve yukarı potansiyeli olan hisseler göze çarparken, temel olarak desteklenemeyecek birçok hissede bir köpük oluştu.
Önümüzdeki 3-5 aylık süreçte de rotasyon şeklinde hareketleri görmemiz yüksek ihtimal görünüyor.
“HEDEFİMİZ 11 BİN PUAN, YENİDEN GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ”
Ekim ayında yayınladığımız Ata Yatırım Strateji raporumuzda, 12 aylık BIST-100 endeks hedefimizi 11,000 olarak belirlemiştik. Makro revizyonları göz önüne alarak, yeni yılda beklentilerimizi gözden geçireceğiz.
Mevcut trendleri düşündüğümüzde, endeks hedefimizin muhafazakar olduğunu düşünüyor. Kısa vadede, 2023 yılını bitirirken uzun süredir 7,500-8,500 aralığında seyreden BIST-100 endeksinin makro ve siyasi gelişmelere göre yukarı yönlü evrilmesini öngörüyoruz.
“HİSSE SEÇERKEN SEÇİCİ DAVRANIN”
Yeni yılda ilk 4 aydaki gerçekleşmeler, yılsonuna ilişkin önemli sinyaller verecektir. Mart ayındaki seçimlerin ardından oluşacak tablo ve hükümetin bu süreçte uygulayacağı politikalar, mevcut güven artışının sürdürülmesi açısından belirleyici olacaktır.
Öte yandan, ciddi faiz artırımlarının iç talep ve enflasyon üzerindeki etkilerini de yine bu ilk 4-5 ayda hissetmeye başlayacağız. Global bakışla, Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail-Hamas savaşı, FED ve AB Merkez bankalarının faiz kararları ve global büyüme beklentilerindeki değişimler, özellikle Türkiye’nin ihracat ve turizm potansiyeli açısından da belirleyici olacaktır. Önümüzdeki dönemde risk ve potansiyelleri göz önüne aldığımızda, özellikle hisse seçimlerinde seçici olmakta fayda var. Ekonomi ve borsada en kötünün geride kaldığını fakat yukarı yönlü hareketin eğimi ve hızı henüz belli değil.
“EKONOMİDE İSTİKRARA OLAN İNANÇ ARTABİLİR”
Yerel seçimler genel seçimler kadar kritik olmasa da seçim sonuçları ve seçim sonrası uygulanacak politikalar borsanın yönü açısından da belirleyici olacaktır. Genel olarak, genel seçimlerden sonra uygulanan politikalar sürdürüldüğü takdirde ekonomide istikrara olan inanç artabilir ve yeniden yabancıların da Türkiye’ye yatırıma daha sıcak bakmasıyla birlikte borsa da yeniden yönünü yukarı çevirebilir.
“TL VARLIKLARDA YATIRIM DAHA MAKUL”
Dolar/TL’nin bu yılı 30.50, 2024 yılını ise 40-42TL civarında kapatabileceği varsayımıyla, TL varlıklarda yatırımın daha makul olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye ekonomisinde ve global dengelerdeki kırılganlığı düşündüğümüzde döviz ve altın gibi varlıklara portföylerde yer verilebilir. Bu varlık sınıflarından yapılacak alımlar, koruma amaçlı olmalı ve TL varlıklara göre daha düşük ağırlıkta taşınabilir.
“YABANCI İLGİSİ ARTACAK”
Ceyhun Yavaş / Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı
Seçimlerden bu yana sürdürülen ortodoks politikalara yaklaşma ve sadeleşme adımlarının Borsa İstanbul üzerindeki etkilerini gördüğümüzü düşünmekteyiz. Bu doğrultuda atılan adımların kısa süreceğine yönelik beklentilerin zayıflaması, yabancı ve kurumsal yatırımcıların ilgisinin artacağına yönelik beklentilerin güçlenmesiyle endeks üzerinde katalist etki yarattığı görüşündeyiz. Atılan adımların ve pozitif etkinin bankacılık sektörü üzerinde yoğunlaşmasında kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin takvim dışı değerlendirme yaparak not görünümünü pozitife getirmesinin olduğu kanısındayız.
“BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNDE OLUMLU ETKİ VAR”
Bu süreci biraz daha yakından inceleyecek olursak, TCMB’nin faiz artırım politikasına kararlılıkla devam etmesi ve Naci Ağbal döneminde olduğu gibi bunun 6 aylık bir süreçte bırakılmaması, bankacılık sektörü üzerinde uygulanan regülasyonların yumuşatılması ve TCMB rezervlerinin artırılmasının tepkisi, S&P tarafında Eylül ayında not görünümünün negatiften durağana, yakın geçmişte ise durağandan pozitife çevrilmesi şeklinde oldu. Atılan ekonomik adımların etkisiyle enflasyondaki düşüş beklentisinin artması, bunun CDS primlerine yansımasıyla birlikte kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen adımlar bankacılık sektörü üzerinde olumlu yansımaya başladı. Ancak gelen alımların yabancı yatırımcıların şimdilik başlangıç seviyesinde olduğunu, swap kanallarının açılmasıyla birlikte yabancı ve kurumsal yatırımcıların ilgisinin artacağını düşünmekteyiz.
“2024 YILI GELMEDEN 9000 PUAN GÖRÜLEBİLİR”
Bankacılık hisselerine olan ilginin ise yabancı yatırımcıların ilgi gösterdiği hisseler arasında yer almasından kaynaklandığı görüşündeyiz. Bankacılık dışındaki sektörlerde alımların kısıtlı olmasını enflasyonist etkilerin kısıtlanacağına yönelik beklentilerin olduğu görüşündeyiz. Bu tablonun bozulmaması halinde, bankacılık sektörü önderliğinde BİST100 için 2024 yılı gelmeden 9000 seviyesinin test edilebileceğini düşünmekteyiz.
“YÜKSELİŞ HAREKETİ İVME KAZANABİLİR”
Mart ayındaki yerel seçimlerin etkisinin sınırlı olduğunu düşünsek de seçimlerden sonra bu ekonomik politikalarda devam edileceğine yönelik beklentileri pekiştirmesi açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Burada görünümünde bozulmaması halinde ise dolar, ve altında ılımlı yükselişin süreceği kanısındayız ancak FED’in faiz indirimlerine yönelik beklentilerin güçlenmesi durumunda altındaki yükseliş hareketinin ivmelenebileceğini düşünmekteyiz.